CAHİDE : Çalışan, çaba gösteren
CANAN : Sevgili, yar
CANDAN : Yürekten, içten
CANEL : İçten, candan uzatılan dostluk eli
CANKAT : Yaşamına can ekle, sevinçle dol
CANSEL : Cana dair, canla ilgili
CANSIN : İçten, gönüldensin
CANSU : Cana benzer değerde
CAVİDAN : Ebedi, sonsuz
CELİLE : Büyük, ulu
CEMİLE : Hoşa giden davranış
CEMRE : Önce havada, sonra suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
CENNET : Dinsel inançlara göre iyilerin ölünce gideceğine inanılan yer
CEREN : Ceylan, ahu
CEVHER : Bir şeyin özü - Güç, enerji - Değerli taşlar
CEVRİYE : Eziyet, cefa, sıkıntı
CEYDA : Yararlı, herkese iyilik yapan
CEYLA : Farsça kökenli bir kelime ceyl kökünden türemiş. Ceyl insanlık, insan
soyu demek. Ceyla insanlığa atfedilmiş, bağışlanmış.
CEYLAN : Geyik cinsinden gözlerinin güzelliğiyle ünlü hayvan
CEYLİN : Farsça kökenli. Cennetin kapısı anlamında
CİHAN : Evren, alem
CİHANNUR : Alemi aydınlatan nurlu ışık
CİLVENAZ : Nazı özellikle yapan / Cilveyle nazı birarada bulunduran
-Ç-
ÇAĞLA : Badem, erik ve Kaysı gibi meyvaların ham hali
ÇAĞLAYAN: Şelale
ÇAĞRI : Davet
ÇİÇEK : Bitkilerin üreme organlarını taşıyan renkli bölümü
ÇİĞDEM : Zambakgillerden bir tür kır bitkisi
ÇİLAY : Ayın üzerinde beliren açık renkli lekeler
ÇİLER : Güzel öten, güzel ötüşlü
ÇİSEM : Çiseleyen yağmur
ÇOLPAN : Gözleri uzağı iyi gören, ilerigörüşlü